Konu: Harname muthiss bi geyiqq.. 2008-04-07, 6:27 pm
HARNAME
Bir eşek var idi zaif u nizar. Yük elinden katı şikeste vü zar (Zayıf, çelimsiz bir bedbin eşek vardı. alemin yükünü çekmekten bitkindi gayri) Gah odunda vü gah suda idi Dünü ü gün kahr ile kisuda idi (Bazen odun bazen su taşıyordu Lakin sıkıntıdan çatlıyor, Her daim kahrediyordu kaderine) Dudağı sarkmış u düşmüş enek Yorulur arkasına düşse sinek (dudakları sarkmış, çenesi düşmüştü ineğin) kıçına sinek konsa yara zannediyordu, yani o derece) arkasından alınsa palanı sanki it artığıydı kalanı (yükünü çıkarınca darası sıfıra tekabül edecekti handiyse he) Bir gün ıssı eder himayet ana Yani kim gösterir inayet ana (Bir gün sahabı eyilik etti ona ve serbest bırakıp saldı çayırlara kocaman bayırlara) aldı palanını vü saldı ota otlayarak biraz yürüdü öte (yürüyor eşeğimiz) gördü otlakta yürür öküzler odlu gözleri gerlü göğüzler (ah birde baktı ki eşek, semiz öküz dolu ortalık, göğüslerini gere gere dolanıyorlar üstelik) Har-ı miskin eder iken seyran Kaldı görüp sığırları hayran (takıldı eşek, baktı durdu sığırlara mel mel) ne yular derdi ne gam-ı palan ne yük altında hasta vü nalan (öküzlere hasta olan eşek, amanin dedi: ne yük ne de yular dertleri var bu deyyusların) acebe kalır ü tekeffür eder kendi ahvalini tasavvur eder (şaşırıp kendi halini düşündü eşek tabii, allahın öküzüne bak, dedi içinden) ki biriz bunlarınla hilkatte elde ayakda şeki ü suretde (hem bende de aynı kol-bacaktan var ne yani, vay öküz oğlu öküzler diye sitem etti) var idi bir eşek ferasetli hem ulu yollu hem kiyasetli (hadiseye muhteşem bir eşek duhul oldu bu esnada) ol ulu katına bu miskin har vardı yüz sürdü dedi ey server (bizim eşeğin de aklına geldi bu bilge eşek, hemen davrandı, akıl almak için süründü bilgeye) sen eşeksin ne şek hakim-i ecell müşkülüm var keremden itgil hall (dedi ki: sen müthiş, fevkelade bir eşeksin anlatmaya kelime bulamıyorum yani, n’olur derdime bir çare bul eşekzadem) bugün otlakta gördüm öküzler gerüben yürür idi göğüzler yok mudur gökde bizim ıldızımız k’olmadı yeryüzünde boynuzumuz (anlattı uzun uzun öküzlerin gergin vücut ölçülerini; akabinde de: yok mudur bizim gökde zodyak’a bağlı burcumuz, da olmadı yerde bir cilalı boynuzumuz, diye ağlandı bizimki) böyle verdi cevabı pir eşek k’iy bela bendine esir eşek (bilge eşek şöyle bir gerindi ve dedi ki: ey belasını bulmuş eşek) dün ü gün arpa buğday işlerler anı otlayıp anı dişlerler (o dandik öküzler, hergün arpayla, buğdayla oynaşıyorlar, bön bön trenin icad edilmesini bekliyorlar, başka bir olayları yok, a benim beyni düdük yeğenim, manyadın mı sen ayol) bizim ulu işimiz odundur od uran içimize o dündur ( hem bizim odun işinde acayip para var angut eşek, hele sen bir gör, şu iki-üç yıl içinde patlayacak odun piyasası, ey deli eşek, hadi de get bozma kafamı, diyerek de bitirdi bilge eşek) döndü yüz derd ile zaif eşek (e anladınız herhalde: eşeğimiz ziyadesiyle mahzun) varayın ben de buğday işleyeyin anda yayılıp anda kışlayayın (bizim eşeğin aklı hala buğdayda, arpada, konuşup durdu kendi kendine) gezerek gördü bir göğermiş ekin sanki dutardı ol ekin ile kin (bu arada gezerken serpilmiş güzel ekinleri gçrdü, gördükçe dellendi, hırsından çatlayacak gibi oldu tabii) eyle dedi gök ekini terle ki gören der zihi kara tarla (ekinlere öyle bir daldı ki bizim haset eşek, hepsini anında hacamat ederek yedi, oh üstümüze afiyet) başladı urlayıp çağırmaya anub ağır yükün anırmağa (taşidiği yükleri hatırlayarak ilendi geçmişine , bas bas bağırdı olduğu yerde) çıkarır har çün enkerü’l-esvat ekin ıssına arz olur arasat (en bet sesiyle çağırırken eşek, mal sahıbı da hadiseyi çakozladı elbet) ağaç elinde azm-ı rah etdi (elinde sopa yola çıktı sahip, tarumar olmuş tarlasını görür görmez çok pis bedbaht oldu tabii; ilençle ver yansın etti: vay seni gidi oğlu gidi, gayrısina soktuğumun müsibet hayveni) daneden gördü yeri pak olmuş gök ekinliği kara hak olmuş yüreği soğumadı söğmeğ ile olımadı eşeği döğmeğ ile (sahip, önce eşeğe ana –avrat dümdüz gitti, lakin kesmedi tabi bu kadarı sahibi, odununan da bir güzel benzetti bizim akılsız eşeği, eşek sudan gelinceye değin dövdü bir güzel, eh dövülen eşek olduğu içün de, eşek suya hiç gidemedi, e gidemeyince dönemedi de bittabi, ah ah) bıçağını çekdi kodi ayruğunu kesdi kulağını vü kuyruğunu (yine hıncını alamadı elbet sahip bıçağınan kesdi eşeğin kuyruğunu, kulağını) kaçar eşek acıyarak canı dökülüp yaşı yerine kanı (e malumunuz) uğrayu geldi pir eşek na-gah sordı halini kıldı derd ile ah (o anda bilge eşek damladı ortama, ve sordu: n’oldu sana böyle a benim eşek yiğenim) batıl isteyü hakdan ayrıldım (bizim eşek zırladı vor vor; ve: istedim hakkım olmayan bir muz, kulaktan oldum takacakken bir çift boynuz, diyerek anırdı uzun uzun…
En son RealisT tarafından 2008-06-05, 12:43 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Abbath Yeni Üye
Konu: Geri: Harname muthiss bi geyiqq.. 2008-04-10, 10:49 am
pek anlamasamda basi cumleler cok komigime gitti ama ynede paylasim icin saolasin abi..
Kha0s KAN KraL
Konu: Geri: Harname muthiss bi geyiqq.. 2008-06-04, 3:40 pm
eyw onmli deeL arkLer..
Ca$H Root
Konu: Geri: Harname muthiss bi geyiqq.. 2008-06-04, 7:41 pm
şu yazıyı daha açık bi renk yamazmı adminimizzzz...
Kha0s KAN KraL
Konu: Geri: Harname muthiss bi geyiqq.. 2008-06-05, 12:44 pm